29 Ekim 2020

TARİH DERSİ 9. SINIFLAR 1.DÖNEM 1. YAZILISI İÇİN ÖZET

 TARİH DERSİ 1. DÖNEM 1. YAZILI ÖZETİ

9. SINIF TARİH DERSİ 1. ÜNİTE DERS NOTU TARİH VE ZAMAN

 9. Sınıf Tarih Ders Notları

Değerli takipçilerimiz ve Değerli Tarih Öğretmeni Meslektaşlarım ve sevgili Öğrenciler bu yazımızda sizlere 9. Sınıf Tarih Ders notları ile ilgili paylaşımda bulunacağız. Tarih ve zaman Ünitesi olarak adlandırılan bu ünitemizde başlıca konular ve bunların özetleri yer almaktadır. İster Okulda ister Telafi eğitiminde isterseniz KPSS Tarih Konu Anlatımı kapsamında ister AYT ve TYT Tarih kapsamında değerlendirebilirsiniz.

Tarih ve Zaman

TARİHİN TANIMI : Geçmişte yaşamış insan topluluklarının; birbirleriyle olan ilişkilerini,siyasi, sosyal, kültürel,ekonomik ,dini faaliyetlerini, yer ve zaman göstererek, neden-sonuç ilişkisi içerisinde, belgelere dayalı ve objektif (nesnel-tarafsız)olarak inceleyen bir sosyal bilim dalıdır.HİN KONUSU

İnsanların geçmişteki siyasi, sosyal, ekonomik, askeri ,kültürel ve dini vs faaliyetleridir.
KÜLTÜREL FAALİYETLER : Gelenekler,kıyafetler,edebi eserler,sanat eserleri vb.
SİYASAL FAALİYETLER: Savaşlar,antlaşmalar,devletler ,yönetim şekilleri
EKONOMİK FAALİYETLER: Tarım,ticaret,sanayi,hayvancılık.ulaşım vb
SOSYAL FAALİYETLER: Göç,yardımlaşma,
ASKERİ FAALİYETLER: Savaş stratejileri,silahlar
DİNİ FAALİYETLER: Hristiyanlık,İslam,Musevilik,Budizm vb
SANATSAL FAALİYETLER : Mimari,Resim,Heykel,Müzik vb

TARİHİ OLAY VE OLGU

Olay; tarihte insanlığı etkileyen siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik dinî konularda kısa
sürede meydana gelen gelişmelerdir. Kendine has özelliklere sahiptir, somut bilgiler içerir, yer ve zaman bildirir. Olayların başlangıç ve bitiş süreleri de bellidir ÖRNEK: Malazgirt Savaşı
Olgu; Tarihte insanlığı etkileyen olayların ortaya çıkardığı sonuçlara göre uzun sürede meydana gelen değişimlerdir.Olgular geneldir, süreklilik gösterir, soyuttur,belirli bir yer ve zaman söz konusu değildir.
ÖRNEK : Anadolunun Türkleşmesi

TARİHİMİNİN ÖZELLİKLERİ

1-İnsanlar tarafındanmeydana getirilen olaylar ve faaliyetler incelenir.
2-Geçmişteki olaylar incelenir.
3-Belgelere dayalıdır.
4-Yer ve zaman belirtilmelidir.
5-Sebep sonuç ilişkisi olmalıdır.
6-Tarihi olaylar tekrarlanamazlar, tekrarlanamadığı için de deney ve gözlem yapılamaz.
7- Olayın meydana geldiği devrin şartları ve değer yargıları iyi bilinmelidir.
8- Araştırma mümkün olduğunca olayın geçtiği yerde yapılmalıdır.
9-Objektif (tarafsız-nesnel) olunmalıdır.
10-Değişmez kural ve yasalara ulaşmak mümkün değildir.
11-Hiçbir olay tek başına ve bağımsız değildir.
12-Tarihi pozitif bilim haline getiren araştırmacı, eleştirel ve sorgulayıcı olmasıdır.

TARİH BİLİMİNİN YÖNTEMİ NEDİR?

Sosyal bir bilim olan tarih, Fen ve Doğa Bilimlerindeki deney ve gözlem yöntemlerini kullanamadığından geçmişteki insan faaliyetlerini ve olayları kendi yöntemleriyle keşfetmeye çalışır ve bunun içinde belgelerden-kaynaklardan yararlanır.
Tarihin bir bilim dalı olmasını sağlayan en önemli özelliği belgelerden-kaynaklardan yararlanırken eleştirici ve sorgulayıcı olabilmesidir.Çünkü kaynak –belge olmadan tarihî gerçekleri ortaya çıkarmak ve onları yazmak mümkün değildir.

Tarih Araştırmalarında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

1) Konuyla ilgili çeşitli kaynaklardan yararlanılmalıdır.
2) Konuyla ilgili kaynak taraması yapılmalı, bütün belgeler değerlendirilmelidir.
3) Olayın meydana gediği yer ve zaman mutlaka belirtilmelidir.
4) Olaylar arasında neden- sonuç ilişkisi kurulmalıdır.
5) Tarihi olaylarla ilgili yasa-kural konulamaz, genelleme yapılamaz.
6) Konular tarafsız-nesnel bir şekilde incelenmeli ve aktarılmalıdır.
7) Doğru değerlendirmeler yapmak için olayın üzerinden belirli bir süre geçmiş olmalıdır.
8) Tarihi olaylar günümüzün değer yargılarıyla değil, olayın geçtiği dönemin şartları dikkate alınarak yorumlanmalıdır.

Tarih ve Diğer Bilimler:

Hiçbir bilim dalı tek başına gelişmez. Tarihçi; siyasi, askerî, kültürel, sosyal veya biyografik bir eser oluştururken coğrafya, sosyoloji, felsefe, ekonomi, kronoloji, etnografya, hukuk, heraldik, arkeoloji, sanat tarihi, dil bilimi gibi farklı bilim dallarından yararlanır.

BİLİM DALLARI AÇIKLAMASI

Kronoloji:(Zamanbilim) Geçmişten günümüze olay ve olguların zamanını tespit ederek sıralar.
Coğrafya:(Yerbilim) İnsan ve mekânın karşılıklı etkileşimini araştırır.
Diplomasi:(Siyasi Belgebilimi) Siyasi belgelerin cins, şekil ve içerik olarak de¬ğerlendirmesini yapar
Arkeoloji:(Kazıbilim) Kazı yolu ile toprak ve su altındaki maddi kalın¬tıları ortaya çıkarır
Heraldik:(Armabilim) Tarihte devletlerin kullandığı armaları inceler.
Etnografya:(Kültürbilim) Toplumların örf, âdet, gelenek ve yaşayışlarını inceler.
Antropoloji:(Irkbilim) İnsan ırkını inceler ve kültürlerin gelişimini araş¬tırır.
Nümizmatik:(Parabilim)Tarih içerisinde basılan paraları inceler
Paleografya:(Yazıbilim) Yazıları, alfabeleri ve bunların zaman içerisindeki değişimlerini inceler.
Filoloji:(Dilbilim) Dillerin tarihini, gelişimini ve değişimini araştırır.
Epigrafi:(Kitabebilim) Kitabeleri inceler.
Onomastik:(Yeradı bilimi) Dilbilimin Özel isimleri inceleyen altdalı
Toponomi:(Yeradıbilimi)Yeradlarının geçmişten günümüze değişimini inceler.
Sigilografi:(Mühürbilim) Mühürleri inceler.
Felsefe:(Düşüncebilim) İnsanın kendisini,düşüncelerini,çevresini,olayları hayatı sorgulamasıdır.
Hukuk:(Yasabilim) İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen yazılı kuralları inceler.
Edebiyat:(Yazınbilim) Duygu ve düşüncelerin yazı şiir vb yollarla ile ifade edilmesidir.
Şecere(Jeneloji):(Soybilim) Soy kütüklerini inceler.
Sosyoloji:(Toplumbilim) Sosyal olayları, insanlar ve toplumlar arası ilişkileri inceler.Toplum bilimi.
İstatistik:(Veribilim) Belirli bir amaç için veri toplama, araştırma, değerlendirme ve tahminde bulunma bilimidir.
Ekoloji:(Çevrebilim) İnsanın doğal dengeyi bozması bu bilimi doğurmuştur.Canlıların birbirleri ve çevre ile olan ilişkilerini inceleyen ve doğanın korunmasına yönelik çalışmalar yapan bilim dalıdır.
Sanat tarihi :Sanat eserlerini ve toplumların sanatsal faaliyetlerini araştıran bilim dalıdır.
Arkeometri :Arkeolojik eserlerin tarihlendirilmesi.
Kimya :Karbon 14 yöntemi ile tarihi eserlerin yaşı-tarihi hesaplanır.

1.2. NEDEN TARİH?

1-Millî ve toplumsal kimliğin oluşumu ve değerlerin kuşaklara aktarımı için bir araçtır.
2-Bireylerin ve toplumun kendini bir kimlik altında (Türk kimliği gibi) tanımlamasını sağlar.
3-Bireylere yaşadığı toplumun geçmişini öğreterek kişinin kendi milletine aidiyet duygusuyla bağlanmasını sağlar.
4-Tarih milletlerin yalnızca kendi tarihinden bahsetmez; diğer toplumlarla olan etkileşimlerini de gösterir. Böylece milletlerin ortak hafızasının biçimlendirilmesini sağlar.
5-Geçmişini bilmeyen bir toplum, hafızasını yitirir.“Hafıza yoksa kimlik yoktur;kimlik yoksa ulus da yoktur.
6-Tarih bilinci insanların kendilerinde ve yaşadıkları dünyada meydana gelen zamana bağlı değişmelere uyum sağlamalarına yardımcı olur. Tarih doru,tarafsız, ve bilimsel olarak öğretilirse kişi de tarih bilinci doğru olarak oluşur.
7-Tarih;dil ile birlikte milli kültürü oluşturan unsurlardan biridir.
8- Toplumların geçmişten ders alıp geleceğe yön vermelerini sağlar. Geçmişteki hataları tekrar etmeyen toplumlar, gelecekle ilgili doğru planlama ve analizlerle daha iyi bir yaşam düzeyine ulaşırlar.
9- Millî bilinci oluşturarak birlik ve beraberlik duygusunu güçlendirir.
10- Bugün ,geçmişin ürünü ve sonucudur. O halde tarih bugünkü uygarlığın nasıl meydana geldiğini anlamamızı sağlar.
11- Uygarlıkların ve dünya mirasının tüm toplumların katkısıyla oluştuğunu öğretir.
12-İnsanların aralarındaki sorunları barış yoluyla çözümlemelerine yardımcı olur.
13- Tarih bilgisi geçmişi,tarih kültürü ise bugünü geleceği aydınlatır.

Tarih Bilinci: Tarihi olay ve olguların tarafsız , bilimsel ve belgelere dayalı olarak öğretilmesiyle kişiler de oluşan bilinçtir. Toplumsal kimlik; zaman içerisinde oluşan ahlaki ve tarihî değerlerin etkisiyle belirli bir zaman ve mekânda bireylerle toplumun bütünleşmesi

TARİH ÖĞRENMENİN İNSANA SAĞLADIĞI FAYDALAR

İnsan; ait olduğu toplumu, ülkeyi ve içinde yaşadığı dünyayı anlamak için geçmişini bilmek zorundadır.
Sosyal bilimlerin önemli dallarından olan tarih sayesinde; insanlar birçok beceri kazanırlar.
1-Birey; özünü, toplumunu, dünyayı tanır ve öğrenir.
2-Tarih,uyguladığı yöntemlerle bireylerde araştırma ve kanıt kullanma becerisini arttırır.
3-İnsanların sorgulamave eleştirel düşünme becerilerini geliştirir.
4-Çeşitli olay ve olgulararasında neden-sonuç ilişkilerini ortaya koyarken bireylerde hem çok yönlü-boyutlu hem farklı bakış açılarıyla düşünebilme yeteneği kazandırır.
5-Bireyler tarihsel süreçte meydana gelen değişimleri ve süreklilikleri algılar.
6-Tarihsel empati ile geçmişte yaşamış insanların değer yargıları,ne hissetlikleri anlaşılabilir.Böylece insanların geçmişi anlama becerisi gelişir.
7-Diğer toplum ve milletlerle yapılan karşılaştırmalar, bireye özgüven kazandıracağı gibi başka milletlere empati duymasını sağlar.
8-Dünya mirasını anlayan kendisi ve çevresiyle barışık bireyler yetişmesini sağlar.
9-Bireyin geçmişten ders alıp geleceğine yön vermesini sağlar.
10-Bireylere karşılaştıkları durumları tarihi olaylarla bağlantı kurarak mantıklı bir sonuca varma yeteneği kazandırır.
11-Kişi tutucu ve bilime aykırı düşünme biçimi yerine ileriye dönük, güncel olayları geniş açıdan değerlendirebilen, toplumsal gelişmeleri anlayıp yorumlayabilen bir düşünme tarzına sahip olur.

TARİHÎ OLAYLARA BAKIŞ AÇISI

Tarihî olaylar değerlendirilirken;
♦ Objektif (tarafsız-nesnel) olunmalıdır.
♦ Olayın meydana geldiği dönemin şartları ve değer yargıları iyi bilinmelidir.
♦ Araştırma, mümkün olduğu kadar olayın geçtiği yerde yapılmalıdır.

Dönemin şartları:Tarihî olaylar; meydana geldiği dönemin siyasi, sosyal, kültürel, dinî ve ekonomik özelliklerini yansıtır. Belgeler yoruma muhtaçtır ve olayın yaşandığı çağın ve toplumun ruhunu taşımaktadır. Bu yüzden bir tarihî olayı değerlendirirken kendi döneminin şartları
göz önünde bulundurulmalıdır.Uzun yıllar önce yaşanmış bir olayın, bugünün bakış açısı ve değer yargılarıyla ele alınması doğru değildir.
Örneğin; eski toplumların çoğunda müşterek bir kurum olan kölelik, varlığını binlerce yıl sürdürmüştür.Günümüz evrensel insan hakları açısından düşünüldüğünde köleliğin insan onuruna yakışmadığı görülse de kölelik sistemini uygulayan toplumlar o günün değer yargıları ile değerlendirilmelidir.

1.3. ZAMANIN TAKSİMİ  TARİHİN DÖNEMLENDİRİLMESİ

İnsanlığın ortaya çıkışıyla birlikte insanın karşılaştığı temel sorunlardan biri, dünyevi zamanı anlamlandırmak olmuştur. İnsan, geçmişini bir düzene sokmak için asır, çağ, devir gibi terimlere başvurmuştur.
Yazı sayesinde tarihin kaydını tutmaya başlayan insanoğlu yazının keşfini bir dönüm noktası olarak kabul etmiştir.Yazının keşfi Tarihin başlangıcı sayılmış,bunun sonucunda yazıdan önceki zamanlar “tarih öncesi”,sonraki zamanlar ise “tarihî dönemler“(tarih çağları) olarak adlandırılmıştır. Böylece tarihî olayların daha rahat incelenmesi, araştırılması ve öğrenilmesi için tarihçiler tarihi belirli dönemlere (çağlara) ayırmıştır.
Geçmişin dönemlendirilmesinde farklı toplum ve kültürler kendi tarihlerindeki önemli olayları esas almıştır. Örneğin Batı dünyası, özellikle Avrupa tarihi merkezli bir dönemlendirme meydana getirmiştir.

AVRUPA TARİHİ MERKEZLİ DÖNEMLENDİRME
Avrupalı tarihçiler, tarihi dönemlendirirken dünyanın diğer bölgelerini dışarıda bırakarak sadece Avrupa tarihiyle ilgili olayları tercih etmişlerdir.
Başta Orta Çağ olmak üzere, Eski ve Yeni Çağ’ın başlangıç ve bitişlerini belirleyen tarihî gelişmeler doğrudan Avrupa tarihiyle ilgili olaylardır. Bu dönemlendirmeler esas alınırken Batı toplumlarının tarihî gelişim aşamalarını gösteren kölelik, feodalizm, kapitalizm dikkate alınmıştır.
Avrupalı olmayan milletler, Avrupa coğrafyasını ve tarihini etkilerse (Kavimler Göçü ve İstanbul’un Fethi gibi) bu dönemlendirme içerisinde ancak yer alabilmiştir. Doğal olarak da günümüzde bu dönemlendirmelerin doğruluğu tartışılmaktadır.
Tarihin bu şekilde dönemlendirilmesi hem göreceli hem de Avrupa tarihi merkezlidir ve Türk tarihiyle de örtüşmemektedir.

TAKVİM SİSTEMLERİ

• İnsanlar yaklaşık 6000 yıldan beri takvim kullanmıştır.
• Sümerler, Babiller, Mısırlılar, Yunanlar, ibraniler, Romalılar, Aztekler, Mayalar, Çinliler, Hintler, Tibetliler,Türkler ve Araplar gibi çok çeşitli millet ve topluluklar değişik takvimler meydana getirmiştir.
• Bu millet veya topluluklar takvimleri ay veya güneş yılını esas alarak oluşturmuştur.
Ay yılı: Ay’ın Dünya etrafındaki dönüşüdür ve on iki tur dönüş bir yıla denk gelir.Bu süre 354 gündür.
Güneş yılı: Dünya’nın Güneş etrafındaki bir tur dönüşüdür. Bu süre 365 gün 6 saattir.
Her toplum kendine özgü bir takvim oluştururken yaşamlarını en çok etkileyen olayı takvimlerinin başlangıcı olarak kabul etmiştir.
İbraniler; MÖ 3761’deki Yaradılış (Tekvin) yılını,
Yunanlılar ; İlk olimpiyat oyunlarının yapıldığı MÖ776’yı,
Romalılar; MÖ 753 Roma şehrinin kuruluşunu
Hristiyanlar; Hz. İsa’nın doğumu olan sıfırı,
Müslümanlar; MS 622’de Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicretini
Büyük Seçuklular;Başlangıç olarak 1079 yılı Nevruz(bahar bayramını) olan 21 Mart’ı, esas almışlardır.

Türklerin Tarih boyunca Kullandığı Takvimler


Türkler de tarih boyunca yaşadıkları coğrafyaya göre kültürel, ekonomik ve dinî etkileşimlerin ürünü olarak çeşitli takvimler kullanmışlardır.

12 Hayvanlı Türk takvimi, Türklerin (Göktürk ve Uygurlar) kullandığı ilk takvimdir ve güneş yılı esasına göre düzenlenmiştir. 365 gün 6 saattir..On iki yılda bir devir yapan bu takvimde Aylar ise sayılarla belirtilirken,yıllar, hayvan adları ile gösterilir. Bu takvimde kullanılan hayvan isimleri ise şunlardır:sıçgan (sıçan), ud (öküz), bars (pars), tavışgan (tavşan), lu (ejder),yılan, yund (kısrak), kon (koyun), biçin (maymun), takıgu (tavuk), it (köpek), tonguz(domuz).
Hangi tarihten itibaren kullanıldığı bilinmemekle birlikte bu takvim Kök Türkler ve Uygurlar tarafından kullanılmıştır.
Hicri takvim, Türklerin İslamiyet’i kabul ettikten sonra kullandığı takvimdir. Bu takvimde Hz. Muhammed’in hicret ettiği yıl (622), başlangıç kabul edilmiştir. Hz. Ömer Dönemi’nde oluşturulan bu takvim, ay yılını esas almıştır. Bu takvime göre bir yıl 354 gün 8 saat 48 dakikadır. Ayrıca bir ay yılı, bir güneş yılından yaklaşık 11 gün eksiktir. Diğer bir ismi kamerî (ay) takvimidir. Günümüzde İslam dünyası, dinî günleri hicri takvime göre belirlemektedir.
Celâli takvimi, Büyük Selçuklu Sultanı Celaleddin Melikşah’ın (1072-1092) emriyle Ömer Hayyam başkanlığında kurulan bir astronomi heyetince hazırlanmıştır. Mali işler (vergi) kullanıldı. Başlangıç olarak 1079 yılı kabul edilmiş ve güneş yılı esasına göre düzenlenmiştir.365 gün 6 saattir ve Başlangıcı Nevruz (21 mart) bahar ayıdır.Gregoryen takvimden daha az hata verir.
Rumi takvim, Osmanlı Devleti’nde mali işlerin düzenlenmesi amacıyla kullanılmıştır. Güneş yılı esasına dayanan bu tak¬vimde bir yıl 365 gün 6 saattir. 1839’dan itibaren mart ayı, mali yılbaşı olarak kabul edilmiştir. Miladi takvimle arasında 584 yıllık fark vardır.
Miladi takvim, günümüzde dünyada en yaygın kullanılan takvimdir. Bir yıl 365 gün 6 saattir. Başlangıcı, Hz. İsa’nın doğumundan bir hafta sonrası yani 1 Ocak’tır. Kökeni Mısır¬lılara dayanan bu takvimi Romalılar geliştirmiş ve Papa 13. Gregorious (Gregoryen) son şeklini vermiştir. Bu nedenle “Gregoryen takvimi” de denir. Ülkemizde 1 Ocak 1926’dan itibaren kullanılmaya başlanmıştır.

Güneş Yılı esasına dayanan Miladi takvimin geçirdiği aşamalar

MİLAT VE YÜZYIL KAVRAMLARI

Yüzyılların sınıflandırılmasında Milat kavramı dikkate alınır. Hz İsa’nın doğumu Milat (başlangıç) kabul edilmiştir.Hz. İsa’nın doğumundan önceki yıllara MÖ (milattan önce), sonrasına da MS (milattan sonra) denir. Yüzyıl kavramı teorik olarak “00” ile biten bir yılda başlar ve “yüzyıllık dönem” an¬lamında kullanılır. Bu kavram XVI. yüzyılda ortaya çıkmıştır.


Yüzyıl hesaplamalarında verilen tarih bir ve iki basamaklı sayıdan oluşuyor ise I. yüzyıldır. Üç basamaklı sayıdan oluşan bir tarih ise yüzler basamağına bir eklenir. Dört basamaklı sayıdan oluşan bir tarih ise binler ve yüzler basamağındaki sayılar iki basamaklı kabul edilir ve bu sayıya bir eklenir.
Herhangi bir tarihi yüzyıl olarak okuyabilmek için tarihi gösteren sayının son iki rakamı atılır. Baştaki rakamlara bir sayı ilave edilir. Atılan iki rakama göre de yüzyılın yarısı ve çeyreği tespit edilir. Örneğin 1453 İstanbul’un fethi ile ilgili olarak;
• 1453 yılının son iki rakamı atılır.
• 14 rakamına bir sayı ilave edilir: 14 + 1 = 15
• 53 rakamı ise yüzyılın ikinci yarısı ve üçüncü çeyreğini ifade eder.
• Buna göre, 1453 = XV. yüzyılın ikinci yarısının üçüncü çeyreğidir.

MÖ 1253 13.yy’ın ilk yarısının 2.çeyreği
MS 1071 11.yy’ın 2.yarısının 3.çeyreği
745 8.yy’ın ikinci yarısının 3.çeyreği 1789 18. yy’ın ikinci yarısının 4. çeyreği
135 2.yy’ın 2.yarısının 3.çeyreği 2014 21.yy’ın ilk yarısının 1.çeyreği

Değerli Takipçilerimiz 9. Sınıf tarih Ders Notları kapsamında hazırlamış olduğumuz bu sayfamızda 9. Sınıf tarih Dersi 1.Ünite ders notlarını incelediniz. Kısa ve özet şeklinde hazırlanmış bu ders notunun işinize yarayacağını umut ediyorum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder